BLOG
Estetik cerrahiyle ilgilenen pek çok hasta, doktor seçerken doğal olarak en iyi sonuçları almak ister. Bu noktada bazıları, bir cerrahın yalnızca bir ameliyat üzerine yoğunlaşmasının daha doğru olacağını düşünebilir. Ancak bu her zaman geçerli bir kriter değildir.
Tıp fakültesinde altı yıl süren temel eğitimin ardından biz doktorlar, zaten kendi branşlarımızı seçeriz. Plastik cerrahlar olarak, bunun üstüne altı yıl daha süren plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanlık eğitimine başlarız. Kabul etmek gerekir ki bu branş, tüm tıp dünyası içinde en geniş uygulama alanına sahip olan uzmanlık dallarından biridir.
Bir plastik cerrah, eğitim süreci boyunca yanık cerrahisinden el cerrahisine, mikro cerrahiden doğumsal anomalilerin onarımına, tümör cerrahisinden tüm estetik ameliyatlara kadar çok geniş bir yelpazede bilgi ve deneyim edinir. Ancak bu kadar geniş bir alanın hepsinde aynı anda ustalaşmak pek mümkün değildir. Bu nedenle uzmanlık eğitiminden sonra plastik cerrahlar genellikle estetik cerrahi, rekonstrüktif cerrahi veya mikro cerrahi gibi alt alanlardan birine yönelerek daha da uzmanlaşır.
Benim tercihim estetik cerrahi üzerine yoğunlaşmak oldu. Fakat bunun içinde yalnızca tek bir ameliyata yönelmek gerektiğini düşünmüyorum. Çünkü sistemli, disiplinli ve yeterli sayıda vakayla çalışan bir plastik cerrah, bir estetik ameliyatta ustalaşmak için binin altında vaka sayısıyla bile çok yüksek bir uzmanlık seviyesine ulaşabilir.
Ben şimdiye dek on bine yakın estetik ameliyat gerçekleştirdim. Yalnızca sayılarla değil; özenli planlama, dikkatli uygulama, titizlikle yürütülen takip süreçleriyle ulaştığım ustalık seviyesi, mesleki ve vicdani olarak beni tatmin eden bir noktaya geldi. Elbette öğrenmenin ve ustalaşmanın sonu yok. Yeni teknikler, farklı yaklaşımlar, her hasta için yeniden düşünmek gereken detaylar... Tüm bunlar benim için heyecan verici ve değerli. Disiplin, özen, azim ve severek yapılan bir iş sayesinde her geçen gün daha iyiye ulaşmak mümkün.