Yüze Yağ
Enjeksiyonu

Yüze Yağ Enjeksiyonu Nedir?
Yüze yağ enjeksiyonu, vücudun belirli bölgelerinden alınan yağ dokusunun özel işlemlerle saflaştırılarak yüz bölgesine enjekte edilmesi işlemidir. Bu uygulama hem hacim kazandırma hem de cilt gençleştirme amacıyla tercih edilir. İşlemde kullanılan yağ dokusu tamamen hastanın kendi vücudundan alındığı için doğal ve güvenli bir yöntemdir.
Nasıl Uygulanır?
Yalnızca yüze uygulama yapılacaksa işlem çoğu zaman lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Genellikle karın, bel ya da bacak iç yüzeyinden ince kanüller yardımıyla az miktarda yağ alınır. Bu işlem liposuction değildir; yani alınan miktar, vücutta gözle görülür bir şekil değişikliğine neden olmaz.
Elde edilen yağ, özel işlemlerle içindeki fazla sıvılardan arındırılır. Kalan canlı, sağlıklı yağ hücreleri yüzün hacim kazandırmak istenen bölgelerine – örneğin elmacık kemikleri, nazolabial çizgiler, çene hattı veya göz altı – enjekte edilir.
Dolgu ile Farkları Nelerdir?
Yağ enjeksiyonu ile hyaluronik asit bazlı dolgu uygulamaları benzer estetik sonuçlar sağlayabilir; ancak birbirinden farklıdır:
• Yağ dokusu vücudunuza ait bir materyaldir; alerjik reaksiyon riski taşımaz.
• Cilt kalitesini iyileştirir. İçeriğinde bulunan kök hücreler ve büyüme faktörleri sayesinde, yalnızca hacim değil, aynı zamanda ciltte parlaklık ve gençlik etkisi de gözlemlenir.
• Uzun vadede kalıcıdır. İlk üç ayda hacmin yaklaşık %75-80’i azalıyor gibi görünse de, bunun bir kısmı ödemdir. Kalan hacim uzun süre kalıcılığını korur.
• Tekrarlanabilir bir işlemdir. İstenen hacim artışı yeterli değilse, ikinci bir seansla istenilen sonuca ulaşmak mümkündür.
Kalıcılığı Ne Kadardır?
Yüz bölgesinde yağ enjeksiyonu sonrası hacmin bir bölümü işlem kaynaklı ödem nedeniyle geçici olarak fazla görünür. İlk birkaç haftada bu şişlikler azalır ve üç ay sonunda kalıcı hale gelecek olan hacim netleşir. Kalıcı olan kısım, artık yüzünüzün bir parçası haline gelir.
Yüz dışında, özellikle popo gibi bölgelerde yapılan yağ enjeksiyonlarında, yağ hücrelerinin daha yüksek oranda yaşadığı ve daha kalıcı hacim artışı sağlandığı bilinmektedir.